Değişmek kadar aynı kalmak da zor. Çoğu kimse işin bu tarafından bakmaz. Neyse konumuz bu değil. Aslında konuyu da bilmiyorum. Öyle içimden geldiği gibi yazacağım yine. Yine içimden her geleni yaptığım gibi. Sonunu çok fazla düşünmeden her işe bulaştığım gibi. Her şeyi yaşadığım gibi gözüm kapalı.
Bi' kaç gündür bi' rüzgar ki başımda dönüp duruyor. Midem kasılıyor, gözüm seyiriyor falan. Tatlı bi' sevinç, bilinmez bi' istek yaşıyorum. Ailecek yaşıyoruz sanırım. Ama onların ki nasıldır bilemiyorum. Soramıyorum. Soramayacak kadar utanıyorum. Ve kendimi kendim hissedemiyorum.
Ne bileyim sanki başka bi' Özlem benimle tanışmaya geldi. Bazı insanlar ikinci baharlarını yaşar ya. Benim de ikinci baharım diğer Özlem geldi. Daha önce hiç tanışmamıştık kendisiyle. Daha farklı sanki. Daha büyümüş, daha düşünceli, daha kararlı, daha gözükara. Ak ile kara sanki.
Yaradılışıma aykırı gelen her şeyi kabullenmiş, kocaman bi' denize doğru isteyerek gidiyorum. Hayallerimin tam da olduğu yere. Onları büyüttüğüm, süslediğim, herkesten sakladığım yere doğru gidiyorum. Benim olmayan, zorla üzerime bi' elbise gibi geçirilen o Özlem'i bırakıp ona doğru gidiyorum.
Ben geliyorum değişerek. Aslında değişmek değil. Değiştirerek gitmek.
Sana geliyorum. Aç kapılarını. Ve ardımdan kapat. Su bile sızamasın arasından.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder